AKP Mağduriyette Fabrika Gibi Çalışıyor.
AKP mağduriyette sınır tanımıyor.Mağdurlar çok ama başı çeken en önemli mağdur kesimi 4/C mağdurları.4/C sorununa hala çözüm getirmeyen Hükümet, özelleştirmelerin artmasıyla 4/C ordusunun artmasını da sağlıyor.Buda mağdur ordusunu çoğaltıyor.
MHP’nin çek mağdurları araştırma önergesi reddedildi…
MHP Kastamonu milletvekili Mehmet SERDAROĞLU, AKP iktidarının uyguladığı yanlış ekonomik ve sosyal politikalarının sonucunda toplumun, adeta bir “mağdurlar toplumuna” dönüştüğünü belirterek, ‘AKP’nin “mağdur fabrikası” 8 yıldır tam kapasite üretime devam etmekte, özelleştirme, 4/C, kredi kartı, çek mağdurları gibi, her yıl binlerce yeni mağdur oluşturmaktadır’ dedi.
Çek mağdurlarının sorunlarının araştırılması ve çözüm yollarının bulunması amacıyla verilen önerge üzerinde konuşan Kastamonu milletvekili Mehmet SERDAROĞLU, MHP’nin toplum kesimlerinin, yaşadığı sorunları ve çözümlerini, gerek kanun teklifleri, gerek soru önergeleri, ve gerekse araştırma önergeleri ile gündeme getirmeye, gayret etiğini ifade ederek, “yapıcı muhalefet anlayışımızın gereği olarak, insanlarımızın faydasına olacak, sıkıntılarını giderecek, dertlerine çare olacak her konuda, iktidarın yanında yer almaktayız. Ancak İktidar, bizim çözüm önerilerimizi, inatla, görmezden, duymazdan gelmektedir. Ya mutlaka reddetmekte, ya da yıllar sonra, seçim atmosferine girildiğinde, bizim önerilerimizi, kendi çözümleriymiş gibi, kamuoyuna sunmaktadır” diye konuştu.
MHP Grubunun gündeme alınmasını istediği Araştırma önergesinin, karşılıksız çekler nedeniyle, devasa boyutlara ulaşan, borçlu ve alacaklıların mağduriyetleri ile ilgili olduğunu, çek mağdurlarıyla daha bugün Sıhiyye Abdi İpekçi Parkı’nda bir araya geldiklerini, sıkıntılarını ilk ağızdan bir kez daha dinleme fırsatı bulduklarını kaydeden Mehmet SERDAROĞLU şöyle konuştu:
“Ak Parti, iktidara geldiğinde, “ekonomik suçun cezası ekonomik olmalıdır” kuralı gereğince, Şubat 2003 tarihinde çek kanununda değişiklik yaparak, karşılıksız çeklere verilen hapis cezasını “güya” kaldırdı. Ve karşılıksız çıkan her çek yaprağı için, adli ve idari para cezaları getirdi. Ancak, yapılan bu düzenleme bir işe yaramadı ve karşılıksız çek sorunu, büyüyerek devam etti. Çeklerini ödeyemeyenler, verilen para cezalarını da ödeyemediler. Dolayısıyla, yine, hapis cezasıyla karşı karşıya kaldılar. Mahkemeler, karşılıksız çek davalarıyla dolup taştı. Nihayet, 14 Aralık 2009 tarihinde, 5941 sayılı kanunla, çek mevzuatı tamamen değiştirildi.
Yeni çek kanunu çıkarılırken de, çek borçlularının, alacaklılarla anlaşmaya varmaları veya, borcunu ödemeyi taahhüt ederek, bu taahhüdü cumhuriyet savcılığına vermeleri halinde, haklarında kovuşturma açılmayacağı, açılan kovuşturmaların duracağı, hükme bağlanmıştı. Tabii, yaptığınız bu değişikliğin de işe yaramayacağı o günden belliydi. İlgili maddenin, görüşmeleri sırasında, Milliyetçi Hareket Partisi olarak bir önerge verip, soruna, akılcı bir çözüm getirmeye çalıştık.
Ogün verdiğimiz önergemizle, çek karnesini veren bankanın, borç miktarını, tüketici kredisine çevirerek, çek hamiline, yani, alacaklıya ödemesi amaçlanmaktaydı. Dolayısıyla çek borçlusuna fevkalade güzel bir imkan tanınırken, Bu konuda en masum olan çek alacaklısı da, mağduriyetten kurtarılacaktı. Buna bağlı olarak, bankalar da, bol keseden dağıttıkları çeklerin sorumluluğunu, bir ölçüde paylaşmış olacaklardı. Ayrıca, bu durumda olan milyonlarca kişinin, yeniden ticaret hayatına dönmesi de, piyasaları bir hayli canlandıracaktı.
MAHKEMELER 3 YIL SONRASINA GÜN VERİYOR
Ancak, her zaman ki gibi iktidar, “benim dediğim olacak” tavrıyla önergemizi reddetti. Sonuçta ne oldu? Çıkardığınız kanun bir işe yaramadı ve karşılıksız çek sorunu, bugün ki devasa boyutlarına ulaştı. 2010 sonu itibariyle, 1 milyon 600 bin kişinin karşılıksız çek davası vardır. Karşılıksız çek davaları, ilgili mahkemelerinin iş yükünün, yarısından fazlasını oluşturmaktadır. Dosya yoğunluğu nedeniyle kilitlenme noktasına gelen mahkemeler, 3 yıl sonrasına duruşma günü vermektedir. Birkaç celsede bitmesi gereken karşılıksız çek davaları, yıllarca sürmekte ve en sonunda da zamanaşımından düşmektedir.
Karşılıksız çek sorununda, hem borcunu ödeyemediği için hapis cezasıyla karşı karşıya olanlar, hem alacağını tahsil edemediği için batma noktasına gelen alacaklılar, hem de bu ticari ilişkilerin içinde yer alan üçüncü şahıslar mağdur olmaktadırlar. Sayıları milyonlarla ifade edilen karşılıksız çek olayında, bu kadar esnafımızın tamamının, art niyetli olması mümkün değildir. Karşılıksız çek sorunu, zincirleme bir sorundur. İşi bozulan esnaf, tüccar ve sanayiciler yazdıkları çekleri ödeyememişler, iş yaptıkları, ticari ilişki içinde oldukları alacaklılarını da, kendileriyle birlikte batağa sürüklemiş, mağdur olmalarına neden olmuşlardır.
Karşılıksız çek davaları ile ilgili olarak tam bir hukuk karmaşası yaşanmaktadır. Bazı mahkemeler 3167 sayılı kanunun, 5941 sayılı Çek Kanunu ile ortadan kalktığı gerekçesi ile beraat kararları verirken, bazı mahkemelerde 01.11.2009 tarihinden önceki karşılıksız çek suçları nedeniyle verilen adli para cezalarını ödeyemeyenlere hapis cezaları verilmektedir. Çek Kanunu’na muhalefetten suçlu bulunup, taahhütle serbest bırakılan milyonlarca kişinin de, yeniden hapisle karşı karşıyadır. İnsanların hapis cezalarını çekerken, para kazanıp borçlarını ödemeleri mümkün olmadığına göre, bu insanların cezaevine konulması, aslında sorunu büyüten, içinden çıkılmaz hale getiren bir uygulama olup, alacaklıların mağduriyetini de gidermemektedir.
ÇEK, ÖDEME ARACI OLMAKTAN ÇIKTI
Karşılıksız çek sorunu, ülke ekonomisine de zarar vermekte, ekonomik ilişkilerde güveni ortadan kaldırmakta, çek ödeme aracı olmaktan çıkmaktadır. Ödenmeyen her çek, ekonomik durgunluğa katkı yapmakta, Yıllarca piyasanın içinde olan insanlar, Bir bir ticaret hayatının dışına çıkmakta, hapislere düşmektedirler. İfade ettiğim gibi, bu sorun zincirleme olarak bütün ekonomik hayata sirayet etmekte, çek alacağını tahsil edemeyen de batmakta, üçüncü kişilere karşı sorumluluklarını, o da yerine getirememektedir.
TORBA YASA, OLDU ÇORBA YASA
Biz, tabii ki, çeki, karşılıksız çıkanların affedilmesini falan istemiyoruz. Amacımız, hepsinin kötü niyetli olmadığına inandığımız, ekonomik zorluklar nedeniyle taahhütlerini yerine getiremeyen çek sahiplerinin ve özellikle de, çek alacaklılarının mağduriyetlerinin giderilmesi için bir çıkış yolu bulunmasını istiyoruz. Bunun, ekonomik canlanma ve piyasalar için hayati öneme sahip olduğunu düşünüyoruz. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin, çığ gibi büyüyüp, zincirleme felaketlere, intiharlara neden olan karşılıksız çek sorununa, borçlu ve alacaklı tüm mağdurların durumunu dikkate alarak, bir çözüm bulmasını talep ediyoruz. Belirtmek isterim ki, eklemelerle çorba haline getirdiğiniz torba yasada, çek mağdurlarının sorunlarını çözecek bir düzenleme de yapılabilirdi. Bu yönde Genel Kurul’da önergelerimiz de olacaktır.
AKP, MAĞDUR FABRİKASI
AKP iktidarının uyguladığı yanlış ekonomik ve sosyal politikalarının sonucunda toplumumuz, adeta bir “mağdurlar toplumuna” dönüşmüştür. AKP’nin “mağdur fabrikası” 8 yıldır tam kapasite üretime devam etmekte, özelleştirme, 4/C, kredi kartı, çek mağdurları gibi, her yıl binlerce yeni mağdur oluşturmaktadır. Tüm bu nedenlerle, bir Meclis Araştırma Komisyonu kurulması için milyonlarca çek mağduru adına, önergemize destek vermenizi bekliyoruz”
Kaynak:Kastamonupostasi.com
Haberimizi Paylaşmak için aşağıdaki butonları kullanabilirsiniz.
0 yorum:
Yorum Gönder
Değerli ziyaretçilerimiz sitemizde yorumlarınızın yayınlanabilmesi için yapılan yorumların konu ne olursa olsun hakaret veya beddua içermemesi gerekmektedir. Bu tarz söylemler cevap hakkı doğurmakta sitemizi zan altında bırakmaktadır. Kesinlikle hakaret veya beddua içeren yorumlar yayınlanmıyacaktır. Yorum yayınlanma süresi 1 saat ile 1 gün arasında değişmektedir.