Tekel İşçilerine Zulüm
Değerli Okurlar, bir zamanlar 53 bin ekici ailesinin ekmeklerini kazandığı Batman Tekel Yaprak Tütün İşletme Merkez Müdürlüğü’nü hatırlayacaksınız. Çünkü bu köşede söz konusu kurum hakkında sayısız yorum yapılmıştır. Tütün üzerine oynanan oyunlar nedeniyle on binlerce ailenin gelecekte mağdur edileceğine dair sayısız kez uyarılarda bulunmama rağmen süreci engelleyemedik. Önce tütüne kota getirildi, sonra Tekel’in ismi TTA olarak değiştirildi. En sonunda tütün tamamen geçim kaynağı olmaktan çıkarıldı ve Tekel’in kapısına kilit vuruldu…
Bu süreci milletçe sadece seyrettik. Tabi Batman’a vurulan darbe tütünle geçimini sağlayan 53 bin ekici ailesini vurmakla bitmedi. Ekicilerin ekseriyeti göç edip, yoksullaştı. Ancak bir darbe de kurum çalışanları üzerinden bu kente vuruldu. Daha önce bu emekçiler sayesinde Batman piyasasına giren para yarı yarıya düştü. Yurt sathına dağıtılan Tekel emekçileri ne yazık ki 4 C statüsüne itildi. Daha önce aldıkları ücretin yarısı veya üçte bir yada ikisine tekabül edecek maaşla geçinmeye mahkum edilen Tekel emekçileri gerçeğine tanık olduk…
Siyasi amaçları bulunmayan ve ekmeklerini kaybetmemek için direnen Tekel çalışanlarına dünya adeta dar edildi. Ankara’nın ayazında tarihe geçen direniş gösterdiler. Buz gibi soğukta üzerlerine tazyikli soğuk su sıkıldı. Biber gazlarına boğduruldular…
O süreçte Tekel emekçilerine yapılan zulmü en sert şekilde eleştiren yorumlarımın okurlarımca unutulmadığını biliyorum. Şu satırları o dönemki bir yazımdan alıntılayarak bilginize sunuyorum: “31 Ocak 2010 tarihi yaklaşıyor. Eğer 500 civarındaki Tekel işçisi de 4C kapsamına alınacak olursa, bu kent bir darbe daha yiyecektir. Batman kamuoyunun Tekel işçilerini sahiplenmesi gerekiyor. 4C statüsü kölelik düzeninden başka bir şey değildir. Çağdaş köleliğin diğer adıdır 4C… AKP hükümetinde bu düzeni savunanlara sadece şunu söylemek istiyorum; birazcık empati yapınız. Diyelim ki düne kadar 2 milyar civarında ücret alıyor ve ailenizi zorla geçindiriyordunuz. Maaşınız bir çırpıda yarıdan fazlası düşerse, aile yaşamınız allak bullak olmayacak mı? Ruhen sıkıntı yaşamayacak mısınız? AKP´liler bu empatiyi yaptıktan sonra hala vicdanları bu uygulamaya evet diyorsa, varsın zulümde ısrarcı olsunlar. Zulümde ısrar etmenin vebalini omuzlayabiliyorlarsa, diyeceğim yoktur!..” Ne yazık ki zulüm devam ediyor…
Tekel emekçileri 4 C statüsüne alınıp kurumlara dağıtıldılar. Batman’da da yaklaşık 500 emekçi çeşitli resmi kurumlarda 4 C’li olarak istihdam edildi. Ancak bu zoraki dağıtım yapılırken, Tekel çalışanların onurlarını kimseler düşünmedi… Bazı kurum ve okul yöneticilerinin Tekel emekçilerinin onurlarıyla oynadıklarını duymak kadar üzücü gelişme olamaz. Yaklaşık 20 yıl boyunca en ağır şartlarda çalışarak ülkeye hizmet etmiş insanlarımıza sadece ‘temizlik elemanı-yardımcı hizmetli’ yaklaşımında bulunmayı insafla bağdaştıramıyorum. 20 yıl boyunca nikotin solumuş insanları Yardımcı Hizmetli olarak istihdam etmeye çalışmak zaten zulümdür. Ancak sözleşmede böyle bir ifade olmamasına karşın bazı kurumlarda tekel emekçilerinin eline zorla temizlik fırçası verilmek istendiğini duyuyorum. Kurum yetkililerini insaflı olmaya davet ediyorum. Sözleşme metninde ‘geçici işlerde çalıştırılmaktan’ söz ediliyor. Halbuki temizlik hizmeti süreklilik isteyen bir hizmettir. Tekel’de çalışırken masa başında muhasebe, yazışma vs hizmeti vermiş, kalorifercilik, şoförlük, aşçılık yapmış, emekliliklerine sayılı yıllar kalmış emekçileri Yardımcı Hizmetli olarak çalıştırmak isteyen yöneticileri empati yapmaya davet ediyorum.
Bu konuda 4 C’li emekçilere bazı kurum yöneticilerinin çok insani yaklaştığını duydum. Tekel emekçilerine insanca yaklaşan ve saygınlıklarını düşünerek makul görevler veren yöneticilere de bu arada teşekkür etmek istiyorum.
TEKEL EMEKÇİLERİ GERÇEĞİ…
Tekel emekçileri gerçeğini belki bazı yöneticilerimiz tam bilmiyor. Halbuki bu insanlar yıllarca ülkeye hizmet ettiler. Tekel çalışanlarının 4-C’li olmaya zorlandığı süreçte yaptığım değerlendirmeleri yöneticilerimizin bilgisine sunmak istiyorum: “Yıllarca tütünün nikotin zehirini ciğerlerine çeken çalışanlar gerçeğini biliyoruz. Çok zorlu koşullarda ülke ekonomisine katkı sundular. Klimasız ve havasız ortamlarda çalışmalarının bedelini de çok ağır ödediler. Bugün geride kalmış birkaç bin insanın sağlık sorunları yaşadıklarını da biliyorum. Hal böyle iken kadrolu ve örgütlü emekçileri zorla 4-C kapsamına sürüklemenin insafla bağdaşır bir yanı var mı?Bu insanlar AKP iktidarından sadaka dilenmiyorlar. Bu çalışanlar üreterek ülke ekonomisine katkı sunmak istiyorlar. ‘Bir tarafta bu kadar işsiz var, öbür taraftan da 40 trilyonu hiçbir şey üretmeyene vereceğim. Yok böyle bir şey. Bunu yapamayız’ diyen Başbakan´a, sorulması gerekmez mi; Ayda 40 trilyon alıp oturmak isteyen kim? Çalışanlar bunu istemiyor ki. Dağıtılacakları kurumlarda yine çalışıp, üretip kazanmak istiyorlar. Bunu niye kabul etmiyorsunuz? Başka kurum ve kuruluşların bu personele ihtiyacı yok mu? 4 -C statüsüyle çalışmak isterlerse ihtiyaç var, onları istihdam edebileceklerini bizzat Başbakan söylüyor. Ama özlük hakları ile başka kurumlara geçişlerine ise onay vermiyor. Bunun neresi adil?Hem bu işçilerin üretim kapısına kilit vuran kim? Üretimi engelleyen kim? Önceki iktidarlar kotayı dayattı, mevcut iktidar ise tütünü bitirdi. Alternatif ürün için bir adım atmadı. Şimdi Tekel´i özelleştirip, çalışanlara kapıyı göstereceksin ve üstüne üstlük bir de yıllarca bu ülkeye hizmet etmiş, nikotinle zehirlenmiş insanları, ‘Bu tür unsurlar bu ülkede çalışmadan, yatarak para kazanmak istiyorlar. Biz artık yatarak para kazanma dönemini kapattık’ diyerek aşağılayacaksın. Adalet bunun neresinde?Batman kamuoyunun 500 insanını sahiplenmesi gerektiğine inanıyorum. Düne kadar 40 bin ailenin geçim kapısıydı Tekel. Hükümetin yanlışlarını görmesi gerekiyor. Tekel işçilerinin eylemini salt ideolojik olarak değerlendirme yanlışına düşmemelidirler. Hükümetin galiba şöyle bir endişesi var; Tekel işçilerini özlük haklarıyla birlikte başka bir kuruma geçirecek olurlarsa, bunun binlerce işçi için emsal oluşturacağından kaygı duyuyorlar. Bazı AKP´li yöneticilerin böyle bir görüşe sahip olduklarını gözlemledim. Bu endişe ile işçilerin haklı mücadelesine karşı çıkıyorlar.
Adaleti gözetmek her şeyden evladır. Hükümet bu endişelerle hareket ediyorsa, diğer binlerce insana haksızlık yaptığını kabul etmiş olmaktadır. Eğer hükümet, ‘Tekel işçilerini 4/C kapsamına almayacak olursak, diğer işçiler de bu kararı emsal görüp dava açabilecektir’ düşüncesinde samimi ise, haksız uygulamaları dayattığını da kabul etmiş olacaktır diye düşünüyorum. Ak Parti iktidarına yakışan, ismine layık bir yönetimdir. Madem ´Adalet ve Kalkınma Partisi´ adıyla toplumdan oy talep edip, iktidar olmuşlarsa, şu halde Adaleti gözeterek ancak kalkınma hareketini gerçekleştirebilirler. Adaleti gözetip gözetmeyeceklerini Tekel işçileri vesilesiyle göreceğiz. Dileğim ve temennim; hükümetin adaleti gözetmesi ve işçilerin temel hakkına saygılı olmasıdır.”
Maalesef Tekel emekçileri hala eziyet görmeye devam ediyorlar. Lütfen bu gerçeği görelim ve bu insanlarımızı ziyadesiyle üzmeye devam etmeyelim. Tekel emekçilerine zulmedenlerden olmayalım…
Kaynak:Batmancagdas.com
Haberimizi Paylaşmak için aşağıdaki butonları kullanabilirsiniz.
0 yorum:
Yorum Gönder
Değerli ziyaretçilerimiz sitemizde yorumlarınızın yayınlanabilmesi için yapılan yorumların konu ne olursa olsun hakaret veya beddua içermemesi gerekmektedir. Bu tarz söylemler cevap hakkı doğurmakta sitemizi zan altında bırakmaktadır. Kesinlikle hakaret veya beddua içeren yorumlar yayınlanmıyacaktır. Yorum yayınlanma süresi 1 saat ile 1 gün arasında değişmektedir.