Tekel İşçilerinin Anayasa Mahkemesi Önünde Yapmış Olduğu Basın Açıklaması
Tekel işçilerinin Anayasa Mahkemesi önünde dün itibariyle eylem yaptığını ve basın açıklaması yaptığını sizlere daha önce duyurmuştuk.Çeşitli İllerden temsili olarak gelen Tekel İşçilerinin basın açıklamasını Tekel İşçileri adına Etin Arslan Okudu.
Ayrıca GÜÇDER Başkanı Mithat Erkuş'da açıklamalarda bulundu.Mithat Erkuş “Bizler, güvenceli çalışmanın sonuna kadar meşru bir talep olduğuna inanıyoruz. Devletin kendi işçisini işsizlik tehdidi ile güvencesiz çalıştırmaya zorlamasını kamusal sorumluluğa aykırı görüyoruz. Özelleştirmeyi her türlü ilkenin başında gören AKP hükümetinin bu sorumluluğu taşımadığını düşünüyoruz.” dedi.
Aynı zamanda “AKP hükümeti, elektrik dağıtım şirketini, şeker fabrikalarını, PTT’yi, kamu bankalarını çeşitli yöntemlerle özelleştirmeyi gündemine aldı. 657 sayılı devlet memurları yasasını esnek ve güvencesiz çalışmayı kolaylaştıracak şekilde yeniden düzenliyor. Bu koşullarda yüz binlerce kamu işçisi ve kamu emekçisini ilgilendirecek Anayasa Mahkemesi kararının son derece büyük bir hassasiyet taşıdığını düşünüyoruz. Yürütmenin üzerinden attığı kamusal sorumluluğa yargının sahip çıkması gerektiğini hatırlatıyoruz. GÜÇDER’in bu davanın takipçisi olacağını ilan ediyoruz” diyerek kararlılıklarını açıkladı.
Daha sonra Anayasa Mahkemesi kalemi, iki temsilciyle grüşmeyi kabul etti. İşçiler Anayasa Mahkemesi yetkilisiyle yaptıkları görüşmede mahkemenin gündeminde 2 davanın olduğunu ve birinci raportörün görüşünü açıkladığını, ikinci raportörün ise henüz görüş açıklamadığını öğrendiler.
Tek Gıda-İş Genel başkanının sözlerine inanacak olursak, 14-15 Eylül’de mahkeme görüşünü açıklayacaktı.Böyle bir durumun olmadığını, mahkemenin gündemi gereği 4/C ile kararın önümüzdeki aylar içinde verileceğini öğrendiler.Mahkeme yetkilisinin “Çok sayıda işçi arkadaşınız mahkemeyi arayıp kararı soruyorlar,aramasınlar. Karar çıkarsa basından öğrenirler” sözleri de gösteriyor ki, aramaya ve mahkemeye taleplerimizi iletmeye devam etmek gerekiyor.
TEKEL İŞÇİLERİNİN ANAYASA MAHKEMESİ ÖNÜNDEKİ BASIN AÇIKLAMASI METNİ:
TEKEL İşçileri Özlük Haklarını İstiyor!
Anayasa Mahkemesi’den 4 C’nin hak kaybına yol açan maddelerini iptal etmesini bekliyor!
Değerli basın emekçileri,
15 Aralık’tan bugüne, 10 aydır bir gerçeği ve özlük hakkımızı hükümete, yargıya ve kamuoyuna duyurmak için sokaklardayız, alanlardayız. TEKEL işçileriyiz. Hakkımızda verilen infaz kararına itiraz ediyoruz. Fabrikalarımızın kapatılmasına, TEKEL tütün ve işçi fabrikalarının peşkeş çekilmesine itiraz ediyoruz. Ancak her itirazımız hükümetler tarafından geçersiz sayıldı.
15 Aralık’tan itibaren 78 gün boyunca Ankara Kızılay’da kurduğumuz çadır kentimizde özlük haklarımızla ilgili taleplerimizi ifade ettik. Türkiye ve Dünya kamuoyu bize hak verdi. Danıştay bize hak verdi. Hükümetin bir ay içinde 4 C’ye geçin yada Ankara’yı terk edin tehdidine karşı direndik. Kazandık.
4 C uygulamasının bütün yapısı değiştirildi. Sözleşme düzeninde iyileştirmeler yapıldı. Ancak özelleştirme nedeniyle kapatılan işyerlerindeki işçilerin hiçbiri geleceklerini güvenceye alacak bir işe sahip olmuş değil.
TEKEL işçisi ne istiyor?
Her işçi gibi iş güvencesi, yeterli ücret ve sendika hakkı istiyor.
Hükümet ise, işçiliğimizi, sendika üyeliğimizi ve güvencemizi elimizden alan 4 C adı verilen bir sözleşmeli çalışma tipini bize dayatıyor.
4/C demek, TEKEL’deki ücretimizin yarısına, TEKEL’de üyesi olduğumuz sendikamızdan ayrılmamıza, TEKEL’deki fiili iş güvencemizden vazgeçmeye razı olmamız demektir. Özelleştirmeye ve işyerinin kapatılmasına işçi karar vermedi, sonuçlarına niçin işçiler katlanmak zorunda ki?
Madem TEKEL’i kapatacaktı hükümet, o zaman TEKEL’de işbaşı yaptığımız zamanki haklarımızı da geri vermek zorundadır. Doğru olan, yerinde olan karar bu olmalıdır.
İşte hem sendikamız hem de siyasi partilerin TEKEL işçilerinin kayıplarının telafisi için Anayasa Mahkemesine açtıkları davanın raportör aşamasına gelinmiş bulunuyor. Raportörün raporunun ardından Anayasa Mahkemesi 4 C adı verilen güvencesiz, sendikasız, düşük ücretle çalışma düzeni hakkında; dolayısıyla toplumun vicdanı haline gelen TEKEL işçilerinin geleceği için kararını verecektir.
Biz bu kararın önemli olacağı kanaatindeyiz. Çünkü sosyal bir sorunun çözümünü içerecektir. Yüksek mahkeme, hükümetin aldığı kararın yerinde olup olmadığına karar verecektir. Sosyal bir sorumlulukla karar vereceğine inandığımız Anayasa Mahkemesi, 657 sayılı yasanın 4 C maddesinin yeterli ücret, iş güvencesi ve sendika hakkı gibi, temel demokratik ve insan hakkını TEKEL işçileri için de uygun görmesini istiyoruz.
Anayasa referandumu sonrasına bırakılan 4 C maddesinin Anayasa Mahkemede görüşülmesi meselesinin ahlaki ve vicdani anlamı; sosyal sorumluluğu büyüktür. TEKEL işçilerinin beklentisi, Anayasa Mahkemesinin işçiler için olumlu olacak yönde karar vermesidir.
Değerli basın emekçileri,
Anayasa Mahkemesinin yargıçlarına sizin aracılınızla seslenmek istiyoruz: Bugünkü sistem içinde onların yanlarına yanaşacak, ilişki kurup derdimizi anlatacak, ikna etmek için şansımızı deyecek olanağımızı bulunmuyor. TEKEL işçilerini temsil ettiğini iddia eden sendikamız Tek Gıda-İş ise, 2 Mart’ta çadırların kaldırılmasından buyana fiili mücadeleye geçtik, hukuk mücadelesinde bile geri duruyor. Hakkını arayan işçileri “provokatör” olarak değerlendirirken, sendika genel merkezini “dingonun ahırı” ile karşılaştırıyor. Bu nedenle bugün Anayasa Mahkemesinin kapısındayız ve yüksek yargıçlara taleplerimizi bir kez daha iletmek için buradayız.
1. TEKEL fabrikaları bizim rızamızla kapatılmadı, kapatılmanın mağduru olmak istemiyoruz.
2. TEKEL fabrikasına işe girerken sözlü ya da yazılı olarak bize bir gün işten çıkarılacağımız, fabrikanın kapatılacağı söylenmedi; işimizi istiyoruz.
3. Ücret, sendika ve iş güvencesine sahip olarak çalışıyorduk, fabrika kapatılmasaydı çalışmaya da devam edecektik. Aynı koşullarda iş istiyoruz.
4. İrademiz dışında kapatılan TEKEL fabrikalarının işçileri olarak, madem işyerleri kapatıldı öyleyse, statülerimizde uygun olan başka işyerlerine, ücretlerimiz eskitilmeden işbaşı yapma hakkım da olmalı.
5. TEKEL’de iş başı yaptığımızda sahip olduğumuz fiili iş güvencesi, grevli toplusözleşmeyle kazanılmış ücretlerimiz ve örgütlülüğümüzü sağlayan sendikaya sahip olmamız “kazanılmış hak” sayılır; kazanılmış özlük haklarımızın elimizden geri alınmasına itiraz ediyoruz; haklarımızın korunmasını istiyoruz.
6. Anayasa Mahkemesinde görüşülmekte olan davanın kararı yukarıdaki neden ve taleplerimizle önemlidir. Yüksek mahkemeden, kazanılmış haklarımızı koruma mücadelemizde uğradığımız haksızlıklara itiraz ederek, 4 C’nin özlük haklarımızda kayıplara yol açan maddelerine onay vermeyeceğini, iptal edeceğini umuyoruz.
İstanbul, İzmir, Tokat, Samsun, Malatya, Diyarbakır’dan
TEKEL İŞÇİLERİ
Haberimizi Paylaşmak için aşağıdaki butonları kullanabilirsiniz.
0 yorum:
Yorum Gönder
Değerli ziyaretçilerimiz sitemizde yorumlarınızın yayınlanabilmesi için yapılan yorumların konu ne olursa olsun hakaret veya beddua içermemesi gerekmektedir. Bu tarz söylemler cevap hakkı doğurmakta sitemizi zan altında bırakmaktadır. Kesinlikle hakaret veya beddua içeren yorumlar yayınlanmıyacaktır. Yorum yayınlanma süresi 1 saat ile 1 gün arasında değişmektedir.