TEKEL İşçileri Dönüm Noktasına Yaklaşıyor
Tekel işçilerinin iş kaybı tazminat süreleri Eylül ayında doluyor.Anayasa mahkemesinin 4/c'ye ilişkin başvuruyu esastan inceleme süreside aynı döneme dekgeldiği için Tekel işçilerini endişeye sürüklüyor.Sendikanın avukatı Gökhan Candoğan ise mağduriyet yaşanmaması için işçilerin 4c’yi imzalamaları gerektiği görüşünde.
Kölelik koşullarının dayatılmasına karşı Ankara’da kar-kış, yağmur, çamur demeden, her türlü zor şartlara ve baskılara rağmen 78 gün direnerek, Türkiye işçi sınıfı tarihinde önemli bir yer edinen TEKEL işçileri şimdi bir dönüm noktasında. Anayasa Mahkemesi 4-c’ye ilişkin başvuruyu esastan incelerken, kararını 13-15 Eylül’de vermesi bekleniyor. Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye işlemediğini belirten Tek Gıda-İş Genel Başkanı Mustafa Türkel, Eylül ayında son kez “iş kaybı tazminatı” alacak olan TEKEL işçilerinin “iptal” kararı bile çıksa mağduriyet yaşamasından endişe duyduklarını söyledi. Sendikanın avukatı Gökhan Candoğan ise mağduriyet yaşanmaması için işçilerin 4c’yi imzalamaları gerektiği görüşünde.
İŞÇİLERİN GÖZÜ ÇIKACAK KARARDA Binlerce TEKEL işçisinin gözü Anayasa Mahkemesi’nden çıkacak kararda. Ancak mahkemenin henüz kararını vermemiş olması ve kararın verilmesi beklenen 13-15 Eylül’de de TEKEL işçilerinin son “iş kaybı tazminatı” alacak olmaları sıkıntı yaratacak gibi görünüyor.
Tek Gıda-İş Genel Başkanı Mustafa Türkel, Anayasa Mahkemesi’nden görüşme talebinde bulunduklarını, “Referandum sürecini bir atlatalım” denildiğini, o kararın ardından da “gündem yoğun” gerekçesinin getirildiğini söyledi. Mahkeme’den “yazılı başvurun” denildiğini, işçilerin durumunu ve taleplerini ayrıntılı olarak Anayasa Mahkemesi’ne ilettiklerini belirten Türkel, 13-15 Eylül gibi kararın çıkmasını beklediklerini söyledi.
Anayasa Mahkemesi kararları geriye doğru işlemediği için 4/C iptal edildiğinde hükümetin mevcut 17-18 bin 4/c’li ile ilgili bir düzenleme yapıp, o tarihte kamuyla bir bağları kalmayacak olan TEKEL işçilerini dikkate almayabileceği endişesi taşıdıklarını dile getiren Türkel, bu konuda işçileri mümkün olduğunca süreci doğru anlatmaya çalıştıklarını, ancak “4/c’yi imzalayın ya da imzalamayın” demediklerini ifade etti. Mahkeme kararının ardından işçilerin durumunun riske gireceği endişesi taşıdıklarını yineleyen Türkel, işçilerin 1-10 Eylül arasında 4/c’ye başvurmaları halinde haklarını kaybetmeyeceklerini savundu.
EYLEMLERİN ERTELENME GEREKÇESİ Danıştay’ın 4-c’ye başvuru için 30 günlük süreye ilişkin sınırlama konusundaki yürütmeyi durdurma ve iptal kararını hatırlatan Türkel, o dönem 4/c’yi imzalayan 3 bin 600 işçinin de dilekçelerini geri aldıklarını söyledi. Danıştay İdari Davalar Kurulu’nun başka bir başvuru nedeniyle 4-c’yi oybirliğiyle Anayasa Mahkemesi’ne götürmesini, mahkemeden “iptal” kararı çıkması beklentilerini artırdığını kaydeden Türkel, sendika olarak aldıkları eylem kararlarını niye uygulamadıklarını da şöyle gerekçelendirdi: “Biz eylem takvimini belirlerken 4-c’nin Anayasa Mahkemesi’ne götürülmesi kararı yoktu. Anayasa Mahkemesi sistem içinde en yüksek yargı organı ve kararı herkesi bağlıyor. Bu süreçte bizim eylem yapmamızın meşruiyeti yok. Eylemi kime karşı yapacağız. Zaten kararın da ‘iptal’ çıkmasını bekliyoruz. O nedenle Anayasa Mahkemesi kararının çıkmasını bekleyeceğiz, o zamana kadar da eylemleri askıya aldık.” (Ankara/EVRENSEL)
EYLÜL’DE SON AYLIKLARINI ALACAKLAR SENDİKANIN isteği üzerine, sürece ilişkin hukuki bir değerlendirme yazısı yazan avukat Gökhan Candoğan, adli tatil de gözetildiğinde Eylül ayının ortasına kadar Anayasa Mahkemesi’nin dosyayı inceleyip, bir karara bağlaması olasılığına da dikkat çekti. “Beri yandan, halen iş kaybı tazminatı almakta olan işçiler, Eylül ayında son aylıklarını aldıktan sonra, aylık alamayacakları gibi çalışma haklarından da yoksun kalacaklardır” dedi. Danıştay’ın 4-c’ye başvuruya ilişkin 30 günlük sınırlamayı kaldırdığını hatırlatan Candoğan, başvurmaları halinde işçilerin 4-c statüsünde çalışma hakkına sahip olduklarını ifade etti. Anayasa Mahkemesi’nin 657 sayılı yasanın 4-c bendini iptal etmesi halinde, buna dayalı çıkarılan Bakanlar Kurulu kararlarının da geçersiz kalacağını belirten Candoğan, “İptal kararına kadar olan süreçte bu statüde istihdam edilenler açısından herhangi bir hak kaybı söz konusu olmayacağını, karar üzerine yapılacak yeni düzenleme çerçevesinde bu çalışanların da işlerine devam edeceklerini” vurguladı. Bütün bunların olması için, “işçilerin somut/bireysel olarak iş ilişkisine girmiş olmalarını” şart koşan Candoğan, “işçilerin Anayasa Mahkemesi kararını beklemeksizin, statüye giriş için 4-c’ye başvuru yapmalarını, çalışma ilişkisi kurmalarını” önerdi.
‘ÜCRETLİ KÖLELİĞİ iPTAL EDiN’
Öte yandan Tek Gıda-İş Sendikası Anayasa Mahkemesi’ne gönderdiği, Genel Başkan Mustafa Türkel ve Genel Sekreter Mecit Amaç imzalı 5 sayfalık yazıda, TEKEL’de özelleştirme sonrası işyerleri kapatılan işçilerin mağduriyeti anlatıldı. “4-c statüsünün işçiler açısından çok büyük ücret ve sosyal hak kaybına yol açmasının yanı sıra, Anayasa’nın eşitlik ilkesine aykırı olduğu, işçilerin yararlandığı sendikal haklarını kullanamayacakları” belirtilen yazıda, 78 günlük direnişin nedenleri de mahkemeye iletildi. “Bir kamu işletmesi olan TEKEL işyerlerinin özelleştirilmesi üyelerimizin kendi iradeleri ile olmadığı gibi, işten çıkarılmaları da özgür seçimleri ile olmamıştır. İşveren sıfatıyla kamu otoritesi, bünyesinde kendisine yeni bir iş gösterirken, ücret haklarını gerilettiği yetmiyormuş gibi statülerini, hiçbir hukuki norm ve değere sığmayan, belirsiz ve güvencesiz bir konuma getirmektedir” denilen yazıda, işçilerin İş Kanunu kapsamı dışına çıkarılıp, sendikal haklardan yararlanmasının engellenmesinin de konunun başka bir vahim noktası olduğunun altı çizildi. Bakanlar Kurulu’nun, kaynağını Anayasa’dan almayan bir yetkiyi kullanarak 4/C statüsünde çalışanları adeta ‘ücretli köle’ statüsüne indirgediği ifade edilen yazıda, şu görüşün altı çizildi; “Mahkemenizin vereceği karar binlerce TEKEL işçisi ve ailesinin geleceği ve hayatı için belirleyici olacak, bundan sonraki hayat tarzlarınının şekillenmesinde en büyük etkiyi yapacaktır.” Yazıda Danıştay’ın kararı da anımsatılarak, mahkemenin 4/c yönünde karar vermesi bekleniyor.
0 yorum:
Yorum Gönder
Değerli ziyaretçilerimiz sitemizde yorumlarınızın yayınlanabilmesi için yapılan yorumların konu ne olursa olsun hakaret veya beddua içermemesi gerekmektedir. Bu tarz söylemler cevap hakkı doğurmakta sitemizi zan altında bırakmaktadır. Kesinlikle hakaret veya beddua içeren yorumlar yayınlanmıyacaktır. Yorum yayınlanma süresi 1 saat ile 1 gün arasında değişmektedir.